26 Ağustos 2009 Çarşamba

Hayriye Teyze

Datça'da yazar olmakla ilgili videoları
hazırlarken Reşadiyeli Hayriye teyzenin
görüntülerini ayrı bir video olarak düzen-
ledim.O gün kavak altındaki programa izle-
yici olarak gelmişti,Emine Azboz kendisinden
bir şiir okumasını isteyince nazlanmadan ,
çocukluğunda öğrendiği bir şiiri okuyuverdi.
Herkes şiir okur belki ama Maşaallah Emine
teyze 88 yaşında bu uzun şiiri bir solukta
okuyuverdi.Datça'da böyle bir nesil var uzun
yaşayan,hala bütün işlerini kendileri yapıyor-
lar ve ilginç olan bir çoğunun hafızası çok
kuvvetli.Tabii Datça'da bu uzun yaşamak artık
yavaş yavaş değişiyor,bunda da bence en önemli
etken yediğimiz besinler.Kendim şahit oldum
ve büyük bir tehlike altında olduğumuzu
biliyorum.Bitkilere verilen ilaçlar,bunun deneti-
mini yapan yok ülkemizde.İlaçların üzerinde yazar
şu tarihten önce meyvayı toplamayın diye,inanın
o tarihe bakan o kadar az insan var ki!Söylesen
diyecekleri şu;kim ölmüş,gördünüz mü birisini
gibisinden.Adam tarlasına ilaç vermiş 4 gün sonra
pazar,Pazara gelmiyecek mi sanıyorsunuz?Ah bu
Türkiye.İlaçsız da bir şey olmuyor artık,verilen
ilaçlarla doğadaki denge bozulmuş ilaçsız bir şey
üretemiyorsunuz.Bu ilaç denilen şey belirtilen
tarihten önce ürünü toplarsanız suyla gitmezmiş,
uzmanlar böyle diyor.Sonra gelelim Datçamızın
havasına;yarımadanın karşısında yapılan gökova
termik santralinin etkileri olduğuna inanıyorum.
Kuzey rüzgarlarıyla bu zararlı duman bize kadar
geliyordur.Diğer bir konu beslenme,daha önceki
yıllarda buralarda Akdeniz usulü dediğimiz bir
beslenme tarzı vardı,zeytinyağlı yemekler,otlar,
bitkilere dayalı bir beslenme.Eskilerin ete dayalı
bir beslenme tarzı yok,uzun yaşamada bunun da
etkili olduğunu düşünüyorum,tabii bir de genetik.

Hiç yorum yok: