23 Ocak 2009 Cuma

Elbruz

Elbruz Datça'da bir çok insanın şahsen
gördüğü birisi.Limandaki Aslan heykelinin
yerleştirilmesinden sonra kendisini görme-
miştim.Geçen gün pastahanede rastladım,hal
hatır sorduktan sonra" neler yapıyorsun,
epeydir görmüyorum" deyince, kaldığı yeri
tarif etti ve yeni yaptığı çalışmadan bah-
setti.Elbruz Liman'daki Aslan heykelinin
heykeltraşı.Heykelin üzerinde son rütuş-
larını yaparken gören Datça'lılar olmuştur
ama adını bilmeyenler,merak etmeyenler de
çoktur sanıyorum.Kafkas kökenli,ismi de o
yüzden biraz ilginç.Kendine özgü sağlam.
sakin bir duruşu var.Benim onun çalışmala-
rıyla ilgilenmem ona ilginç geldi".Şimdiye
dek kimse gelip çalışmalarımla ilgili bir
şey sormadı" dedi ve sanıyorum bana samimi
olarak duygularını belirtmesinde de bu etki-
li oldu.Baraka gibi bir yerde yalnız yaşı-
yor. Çalışması ile ilgili bilgi verirken
videosunu çektim,çalışmanın gizemi kaybolma-
sın diye açılışı yapılıncaya kadar yayınlama-
yacağım.Aslan heykeli ile ilgili düşünceleri-
ni aktaracağım.Bu aslan heykeli" Son durak"
sayfamda bahsettiğim gibi Knidos'tan ingiliz-
lerce götürülen aslan heykelinin kopyası ama
yine Elbruz'un kattığı kendine özgü bir takım
farklılıklar var.Geçen gün heykelin fotoğrafını
çekip Turizm sayfamda yayınlamıştım.14 ton ağır-
lığında 2 parça mermer bloğun birleşmesinden
oluşma. Önce nasıl bir eser olursa olsun bir
cesaret işi,böyle kocaman mermer blokları yon-
tup şekil verebilmek.Elbruz kendi kendini yetiş-
tirmiş bir sanatçı,ilkeleri,felsefesi olan.Bu
mermer çalışmaların zor tarafı hataların telafi
edilememesi,geri dönüşün olmaması.Çok sabırlı
ve dikkatli olmak gerekiyor.Mermerin bu özelliği
aynı zamanda sanatçıda bir gerginlik yaratıyor.
Aslan heykelinin rütuşları esnasında insanların
iyi niyetle söyledikleri" kolay gelsinin" bile
çalışmasını böldüğünden bahsetti.Ben de dahil
heykelin önünden geçip gittik hep,yüzündeki ifa-
deye,içindeki enerjiye hiç dikkat etmedik.Oysa
elbruz öyle şeyler söyledi ki ilk işim yanına
gidip daha bir değişik gözle bakacağım.Aslan
"nereye bakıyor"diye sorunca "limana"diye cevap
verdim."Hayır" dedi"ılıcaya bakıyor,Afrodit'e
duyduğu özlem var.Gölün kenarında bir afrodit
olduğunu düşledim hep.Ama afrodit açıkta olmaz
"Çocukların üzerinde oynaması da çok hoşuna
gidiyor."Her nesilden çocuğu çağıracak,sizin
nazınızı çekerim diyecek" derken mutlu heykelin
yaşayan bir şeye dönüştüğünü vurguluyor.Aslanın
saldırgan olmamasına,yumuşak bir yüz yapısına
sahip olmasına çalıştığını özellikle vurguluyor.
Heykelin hem teknik hem de duygusal bir sanat
olduğunu,sabırlı uzun bir yol gerektirdiğini
belirtti.Elbruz'dan aldığım sanatla ilgili bazı
düşünceleri şunlar;"Sanat hislerin bilgisidir"
"Sanatın kaynakları vardır bu kaynaklar kurursa
üretim biter""Çirkin suratları,deforme olmuş
vücutları daha sanatsal buluyorum."
"Ben Datça'da bir çok şeyden arındım,sadeliği
buldum""Sanat bir iddiadır.""Sanatçı bir erişkini
doğuruyor bu yüzden daha bir zor doğum oluyor"
Uzun ve hoş bir sohbet oldu,değişik ve yeni bir
şeyler öğrendim.Teşekkürler Elbruz diyorum ve
Sessizce gelip sessizce giden Babalar Gününüzü
kutluyorum.

Datça- Muzaffer Özgen

Hiç yorum yok: